Besteci Tınay, kendisine sözlü tacizde bulunan müzisyeni ifşa etti

Müzisyen ve besteci Tınay, kendisini sözlü taciz eden müzisyen Ercüment Gül’ü sosyal medya hesabından ifşa etti. Instagram hesabından yaşadıklarını yazan Tınay, Ercüment Gül’ün ısrarlı taciz ve hakaretlerini gösteren mesajlaşmaları da paylaştı.

“MARUZ KALDIĞIMIZ TACİZ VE ŞİDDETTEN YORULDUM”

Tınay’ın Instagram hesabından paylaştığı ifşa metni şöyle: “Öncelikle özel hayatın mahremiyetine önem veren biri olarak böyle bir paylaşım yapmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm; fakat yapmasaydım kendime saygım azalırdı. Bu güne kadar gerek iş yaşamında gerek sosyal yaşamda karşımıza çıkan narsist, seksist erkeklerin sözlü, fiziksel ve her tür taciz, şiddet ve mobbingleri ile mücadele etmekten engellenmekten yoruldum, yorulduk.”

“İLİŞKİYE HAZIR OLMADIĞIMI SÖYLEDİM”

“Geçtiğimiz günlerde Instagram üzerinden benimle son çıkardığım albüm ve klip çalışması üzerine diyaloğa geçen, kendisi de benimle aynı sektörden olan Ercüment Gül adlı kişi, bana birlikte müzik yapma teklifinde bulundu. Ben de şu sıralar ekip kurmak üzerine odaklı olmam ve bu yöndeki arayaşımla alakalı olarak kendisinin yaptığı işlere de bakarak teklifine sıcak baktım. Kendisi ile müzik yapmak üzerine kısa süreli arkadaşlığımız oluştu. Fakat repartuar hazırlamak üzere davetinde bana karşı farklı duyguları olduğunu dile getirdi. Bunu her genç erkek ve kadının yaşayabileceği bir duygu olarak doğal karşıladım fakat kendisine böyle bir ilişki ve yakınlaşmaya hazır olmadığımı böylesi samimi paylaşımlar için yeterince birbirimizi tanımadığımızı ve zamana bırakmak istediğimi söyledim. Kibarca kendimi ifade etmeme rağmen ısrarla bu yönde mesajlar atmaya devam etmesi üzerine kendisini yine kibar bir dille tekrar uyardım. Verdiği tepki üzerine kendisini sosyal medya hesabımdan çıkardım.”

“SENİNLE MÜZİK YAPMAK, SARILIP UYUMAK HOŞ OLURDU”

“Akabinde bana neden Instagram’dan onu çıkardığıma yönelik bir mesaj attı; ben de düşüncelerime saygısız davrandığı ve hala istemediğim yönde bana yaklaşmaya devam ettiği için ona kızgın olduğumu ifade ettim. Bunun üzerine özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi ‘günaydın, özledim..’ türünden mesajlar atmaya devam etti. Hala duygulara olan saygımdan, acaba ön yargılı mı oluyorum diye düşünerek, bu konuyu artık konuşarak çözmemiz gerektiğini, mesajlarla sağlıklı bir iletişim olmadığını anlatmaya yönelik şeyler dile getirdim. Ben bu denli empati kurarak iyi niyetli bakmaya çalışırken birden bire yeniden bana ‘seninle konuşmak, müzik yapmak, sarılıp uyumak(!), bu akşam bunlar çok hoş olur’ şeklinde bir mesaj daha yazınca düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım.”

“REDDEDİNCE AĞZA ALINMAYACAK KÜFÜRLER ETTİ”

“Ve bu tip ısrarcı, narsist, sadece kendi isteklerini var sayan, karşısındaki kadının duygu ve düşüncelerine son derece lakayt ve saygısızca yaklaşan birine fazlasıyla anlayışlı yaklaştığımı anlayıp kati olarak bana bir daha asla yazmaması gerektiğini; ne müzik ne de arkadaşlık yapmak istemediğimi net bir şekilde uygar bir dille ifade ettim. Bu şahıs bunun üzerine hala ‘gelicen mi canım, gel provamızı yapalım’ demez mi? Artık çılgına döndüm ve anlayabileceği tek dil olan sert bir ifade ile ‘hayır konuyu kapatalım, birlikte bir şey yapabileceğimizi düşünmüyorum! Bunu da son kez söylüyorum!’ diyerek konuyu noktaladığımı düşünürken bana hakaret ve ağza alınmayacak küfürler ile sözlü saldırıda bulundu. O anda anladım ki uygar bir dil kullanmak, kırmamak için özenli konuşmaya çalışmak, medenice çözmeye çabalamak bu tür şahsiyetler için fazla insani kalıyordu.”

“YÜZ VERDİK DİYE KENDİNİ BİR ŞEY SANDIN”

“Şimdi… Bana iş yapma teklifinde bulunup ve üstüne bir günde aşkı ilan edip reddedilmeyi hakaret kabul edip sanki sınırlarını hadsizce aşan benmişim gibi bir de üstüne ‘Sen bu kafayla hiç kimseyle hiçbir şey yapamazsın zaten! Terbiyesiz! Sen kimsin? Geri zekalı! Yüz verdik diye kendini bir şey mi sandın? Senin kaç kilometre ilerinde olanlar da çok dolaştı kapımda! Geri zekalı velet! Dünkü çocuk! S.ktir git şimdi!” diyen aşağılık kompleksli bu şahısla iş yapanlara bildiryorum:

Bugüne kadar sustuklarımın ve sustuklarımızın totalinde geldiğim son noktada sizlerle bu yaşadığım dışarıdan bakıldığında sıradan gibi görünen ama son derece utanç verici olan hadiseyi paylaşmak istedim. Çünkü artık biz kadınların sadece iş yapabilmek için tanıştığımız bu tür erkeklerin her tür zorbalığı kendilerine hak görmelerinden dolayı adım atamamaktan, durdurulmaktan, engellenmekten, enerjimizi sömüren bu düzenden ve birçoklarının böyle olması nedeniyle artık yapmak istediğimiz işi yaparken yaşadığımız mide bulantısının sonucu olarak kusma noktasındayım. Bütün bunların sonunda başarısız adledilmekten yoruldum, yorulduk. Ben bu kafayla hiç kimseyle iş yapamazmışım ya hani; birlikte uyumam, yatmam, tüm duygularına anında cevap vermem gerekiyormuş ya demek, cevap vermediğim için “terbiyesizmişim” ya ben?… Bununla da iş yapanlar bilsinler istedim. Yorum sizin.”

ERCÜMENT GÜL KİMDİR?

Ercüment Gül, 1981 yılının Mayıs ayında İstanbul’da doğdu. Müziğe 5 yaşında piyano çalarak başladı ve 13 yaşında ilk elektro gitarını aldı. Uzun yıllar eğitim almadan kendi keşifleriyle gitara bağlanıp, ileri ki yıllarda müziği usta çırak ilişkisi ile öğrendi. Makine mühendisliği lisans ve yüksek lisansını bitirdi, ayrıca işletme yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı.

Üniversite yıllarında önemli caz gitaristleri Emre Karabulut ve Sarp Maden’den gitar dersleri aldı. Caz, blues, funk, r&b, rock gibi tarzlarda çeşitli gruplarla sahne aldı. Ardından Erkan Oğur ile tanıştı ve farkında olmadan müzikle olan ilişkisi derin ve uzun bir yola dönüştü. Uzun yıllar Erkan Oğur ile caz gitar, perdesiz gitar, tasavvuf ve Türk müziği üzerine çalıştı. Farklı bir yolun bir diğer efsane ismi olan Aydın Esen ile de yine tasadüfi bir şekilde tanıştı ve kendisiyle modern müzik ve ileri caz armonisi üzerine çalışmalar yaptı.