celal yıldız uzaktan eğitim bodrum haber katılım bankası kdv iadesi
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kadınların ne kadar güçlü olduğunu gösteren 30 film

07.03.2020 - 12:35    google-news - ABONE OL

Antonia’nın Yazgısı (Antonia’s Line) Antonia, kızı ve torunu Almanya’da bir çiftlikte yaşamakta ve etraflarında erkeklerin olmadığı bir dünyada …

Antonia’nın Yazgısı (Antonia’s Line)

Antonia, kızı ve torunu Almanya’da bir çiftlikte yaşamakta ve etraflarında erkeklerin olmadığı bir dünyada hayat mücadelesi vermektedirler. Kendilerini bu dünyada ispat edercesine bir standart belirleyen 3 insan, feminizmin Avrupa’nın orta yerinde nasıl yaşandığını anlatıyor.

Milyon Dolarlık Bebek (Million Dollar Baby)

Milyon Dolarlık Bebek, tavizsiz gerçeklik çıkarımı ile baştan sona büyüleyici bir film. Hayatın gerçek şiddetini ve zalimliğini açıkça gözler önüne seriyor. Hayat bazen yalnızca kararlı, korkusuz, azimli kişilerin baş edebileceği mücadeleler getirebiliyor.

Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada)

Moda dünyası, tartışmasız güzel. Ama aynı derecede de acımasız. En küçük hata bile, tepeden düşüşün habercisi olabilir. Filmin yapımcıları, didaktik bir film iddiasında değiller elbette. Diğer komedi-dram filmleri ile benzerlikler gösteriyor. Yine de müthiş bir yapım – hafif, eğlenceli ve özgün bir film.

Hayallerin Peşinde (Revolutionary Road)

İki çocuklu bir çiftin kişisel krizlerine odaklanan bir filmin izleyiciye ilham kaynağı olamayacağını düşünüyorsanız eğer, yanılıyorsunuz. Hayallerin Peşinde’nin sonunda, az önce kendinizi izlemişçesine, oturduğunuz yerden kalkmakta zorlanacaksınız.

Tatlı Bela (Erin Brockovich)

Erin Brockovich’in güçlü, ama bir yandan da hassas bir kadının hikayesi. İçinde bulunduğu şartlarda, sıradan kadınsal zayıflıklar, müsaade gösterilemez lüksler. Erin, deha olmayabilir; ancak azmi ve insanlar için duyduğu endişeler, imkansızı başarmasını sağlıyor: Büyük bir şirkete karşı kazanılan bir zafer.

Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is)

Aşk, bağışlama ve arkadaşlık hakkında yapılmış en çarpıcı filmlerden biri. Yüzeyde, onlarca kez anlatılmış, sıradan bir senaryo gibi dursa da mutluluğa giden yol bu denli güzel anlatılamazdı.

Bulutların Üzerinde (Head in the Clouds)

Bulutların Üzerinde, film için rastgele seçilmiş bir isim değil; karakterlerin, kendilerini içinde buldukları ruh halini tanımlıyor – deliliği ve yoğun duygusal deneyimleri içeren bir ruh halini, aynı anda hem yükselten hem de ne yazık ki gerçeklikle olan bağlantıyı koparan bir ruh halini…

Aşkın Peşinde (Elegy)

Bazı filmler, izleyiciyi derinden sarsmayı başarırlar. Bu film de onlardan birisi. Bu, üniversite hocası ile deneyimsiz genç bir öğrenci arasındaki ilişkinin hikâyesi, kesinlikle içinizde bir yerlerde iz bırakacak.

Marilyn ile Bir Hafta (My Week with Marilyn)

Marilyn Monroe rolünü kabul etmek, daima biraz cesaret gerektiren bir iş olacaktır. Ama bu filmde, Michelle Williams, rolün hakkını müthiş bir şekilde vererek, hem kendinden emin ve nazlı hem de içinde yaşadığı dünyadan korkan küçük bir kız olan 20. yüzyılı ikonunu mükemmel bir şekilde hayata geçiriyor.

Evita

Arjantin’in sevilen first lady’si María Eva Duarte de Perón hayat hikayesini ele alan inanılmaz bir müzikal. Madonna, Evita’nın hem yumuşak hem de karanlık taraflarını, korkularını ve hırslarını otantik bir biçimde resmediyor.

Gia

Bu filmi tek kelime ile anlatmak isteseydik, seçeceğimiz kelime mükemmel olur. Filmde, mankenlik sektörü hakkındaki acımasız gerçeklerle yüzleşiyorsunuz. Moda çekimlerinden, toplantılardan ve podyumda geçirilen anlardan oluşan müthiş bir hayat gibi görünüyor olabilir; ancak derinlerde, bu kapalı dünyanın dinamikleri çok başka.

Unutma Beni (Still Alice)

Film boyunca bir ailenin hayatına ortaklık ediyor, ilişkilerine, korkularına, kaygılarına ve mücadelelerine tanık oluyoruz. Filmin ana karakteri Alice, Alzherimer hastalığı ile cesur bir mücadeleye girişir; güçlü iradeli, güçlü kadının mükemmel örneğidir. Julianne Moore’un inanılmaz performansı da karaktere ekstra bir cazibe katıyor.

Omuz Omuza (Stepmom)

Güçlü hisler, annelik, fedakârlık ve kontrolü kolay olmayan şartlarla ilgili bir film. Kahramanların karmaşık ve çelişkili karakterlerini gözler önüne süren filmde Susan Sarandon ve Julia Robers’ın performansları göz dolduruyor.

Malena (Malena)

Malena rolünde Monica Bellucci’yi izliyoruz – her erkeğin saplantısı, her kadının kıskandığı güzel bir dul rolünde. İnsanlar onun hakkında alçakça dedikodular yayıyor, erkekler ise Malena’nın hayalleri ile yaşıyor. Malena’nın imajı, daima gerçek güzelliğin tanımı için bir standart olarak kalacak.

Bir Geyşanın Anıları (Memoirs of a Geisha)

Kendi potansiyelinin farkına varmanın ve tüm engellerin üstesinden gelerek bunu yavaş yavaş ortaya çıkarmanın önemi hakkında bir film – şartlar, gerçek benliğini saklamanı gerektirdiğinde bile diğerlerinin arasında ışıl ışıl parlama hakkında.

Frida (Frida)

Bastırılamayan arzuları ve enerjisi ile isyankâr bir kadın hakkında bir film. Frida, yaşlı, zengin fakat çok ünlü bir sanatçı olan Meksikalı Diego Rivera ile evlendiğinde 20 yaşındaydı. Film, yalnızca dahi bir sanatçının hikâyesini değil, aynı zamanda da hayattaki en önemli şeylerin aşk ve aile olduğunu düşünen bir kadının hikâyesini anlatıyor.

Tek Başına (North Country)

İki çocuklu, boşanmış bir kadın, ailesini desteklemek amacıyla bir madende çalışmaya başlar. Genelde erkek egemen olan bir alanda para kazanmaya çalışırken, saygı için mücadele etmesi ve cinsel tacizlerden korunması gereklidir. Zor anlarda kendini savunmayı bilen bir kadın hakkında etkileyici bir film.

Demir Çeneli Melekler (Iron Jawed Angels)

20. yy’ın başlarında, kadınların oy kullanmalarına izin yoktu. Film, Başkan Woodrow Wilson’dan oy kullanma haklarını almaya çalışan kadınların çabalarını anlatıyor.

Kör Nokta (The Blind Side)

Film, önceden evsiz bir çocuk olan popüler atlet Michael Oher’in gerçek hikâyesini anlatıyor. Anlayışlı bir anne çocuğu evlat ediniyor. Adil, akıllı, güçlü ve bağımsız olan bu kadın, Michael’ın kendine güvenmesini sağlayarak başarıya ulaşmasına yardımcı oluyor.

Sahtekar (Changeling)

Film, 20. yüzyılın başlarında Amerika’da geçiyor. Çocuğunun kaybolmasıyla polise başvuran kadın kahraman, oğluna kavuşuyor; ancak bir süre sonra, fiziksel benzerliğe rağmen çocuğun kendi oğlu olmadığını fark ediyor.

Elizabeth: Altın Çağ

Elizabeth, en basit sevinçlerinden dahi mahrum bırakılmış özel bir yaşam hakkı olmayan bir kadın. Tümü, tutku, ihanet, macera, ihtişam – hepsi bu çekici epikte rakipsiz bir senaryo, lüks kostümler ve karakterler arasındaki müthiş bir etkileşimle birleştirilir.

Kaldırım Serçesi (La Vie en Rose)

Film; Fransa’nın en önemli müzisyeni Edith Piaf nam-ı diğer ‘Kaldırım Serçesi’nin hayata, yaşama ve müziğe dair yaşadığı büyük savaşları anlatıyor.

G.I Jane

Film, erkeklerin bile kolay adapte olamadığı bir bölüğe giren kadın teğmen Jordan O’Neill’in hikayeisini anlatmakta.

Mona Lisa Gülüşü (Mona Lisa Smile)

Mona Lisa Gülüşü, sinemanın en derin hallerindendir. Bu film, size onurun, cesaretin ve amaç sahibi olmanın değerini öğretecek. Ama asıl önemli olan bu değil; film, kişinin aslen kendinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

Kraliçe (The Queen)

Yönetmen Stephen Frears’ın ‘Kraliçesi’, Prenses Diana’nın ölümünden sonra İngiliz kraliyet ailesinin yaşamındaki zorlu dönemi doğru bir şekilde tasvir ediyor.

Elçi (The messenger: The Story of Joan of Arc)

Gerçekten mükemmel bir film. Bunun gibi büyük ölçekli tarihsel filmler, artık çok sıkıcı ve aşırı gerilmiş olabilir. Ancak Messenger’ın yaratıcıları, Milla Jovovich tarafından harika bir şekilde oynanan, Joan of Arc karakterinde bulunan güçlü inancın ve adalet duygusunun gerçekçi bir biçimde tasvir edilmesinde mükemmel bir iş çıkardılar.

Coco Chanel’den Önce

Eski tarz giysileri, sıkı korseleri ve sıkıcı elbiseleri ile muhafazakar bir toplumdan kaçmaya korkmayan güçlü bir kadın hakkında bir film. Bazıları donuk ve monoton olduğunu söylüyor, ancak telaşsız bir tempoda gittiğini söylemek daha doğru olur ve burada cazibesi yatar.

Amelie

Amélie Poulain, bir doktor olan babası tarafından diğer çocuklardan, kalp hastalığı olduğu gerekçesiyle, uzak yetiştirilen bir çocuktur. Aslına bakılırsa babasının yanlış bir teşhisidir bu, çünkü Amélie’nin babasıyla kurduğu nadir fiziksel temas babasının sağlık kontrolleriyle gerçekleşmektedir ve bu kontroller sırasında Amélie heyecanlanmakta, kalp atışı hızlanmaktadır.

BONUS: Ahh Belinda!..

Serap, modern ve başarılı bir tiyatro oyuncusudur. Pişirmek, temizlik ve çocuk doğurmaktan ibaret olan kadına biçilmiş geleneksel rolü hor görmekte, dönemin şartlarına nazaran Avrupai bir yaşam sürmektedir. İlk defa bir reklam filminde oynamayı kabul eder. Piyasaya yeni sürülen Belinda isimli şampuanın reklamında Naciye isimli, iki çocuklu, tipik bir ev kadınını canlandıracaktır. Çekimler esnasında boyut değiştirerek birden kendini Belinda reklamındaki Naciye olarak bulur. Erkek arkadaşı Suat dahil kimseyi Serap olduğuna inandıramaz. Israrlı açıklamaları fayda etmez ve kendini akıl hastanesinde bulur. Tam yeni hayatını kabullenmeye başlamışken önceki hayatına geri döner.


Bu Haberi Paylaş
ETİKETLER: ,
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.