Bahçeli partisinden yetkiyi aldı: Gerekirse İmralı’ya ben giderim

Partisinin Meclis kümesi toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, özetle şunları söyledi: “Terörsüz Türkiye gayesi, son 100 yıl içinde yakaladığımız en kıymetli ve tarihi fırsatlardan birisi, tahminen de birincisidir. Türkiye’nin bugünkü hassas ve nazik devrinde herkesin sorumluluk ruhuyla, uzlaşmaya yatkın davranış kalıbıyla ve üslup saygınlığıyla hareket etmesi yegane dileğimizdir. Her şey Türkiye içindir.

Gemiler yakıldı

Yüze yüze kuyruğa gelinmiştir. Çıktığımız kıyıda gemiler yakıldığından geriye dönüş imkanı da kalmamıştır. Ulusal Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Kurulu artık son düzlüğe girmiştir. Hazırlanması gündemde olan, sonları millet-devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuksal ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır. Bundan sonra İmralı’ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da mümkündür.

Gocunmam

Günlerdir süregelen İmralı’ya gidilsin mi gidilmesin tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde Terörsüz Türkiye amacının hayat ve yer bulması isteniyorsa, İmralı’ya gidilmesine ayak sürümenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle direkt temas kurulmayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek? Şayet Meclis’te kurulan komite bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum; alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim.

Ayakta alkışlandı

Konuşma metninin dışına çıkarak bu bahiste toplantıya katılan milletvekilleri ve partililere “İmralı’ya gitmeme müsaade veriyor musunuz?” diye soran Bahçeli, kendisine ayakta alkışlarla yanıt verilmesi üzerine “Sağolun. Milletin özü buradadır, milletin öz kararı da budur” dedi.

Alternatifiniz ne?

Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge amaçlarının neresi berbattır? Silahlı bir musibeti ülke gündeminden büsbütün çekip çıkarmanın yanlış olan yanı nedir? İşkembeden sallayanları, takılmış plak üzere birebir ezberleri seslendirip duranları terörün bitişi niçin meczuba çevirmektedir? Müzakere, mütareke, taviz, teslimiyet, bilinmeyen pazarlık yokken, hepsine birden var demek, daima çürük tahtaya çivi çakmaya kalkışmak manen, ahlaken ve vicdanen utanç duyulacak bir yüzsüzlük değil midir? Huzurlarınızda “Terörsüz Türkiye” atılımına karşı atılan iftiraları red ediyor, müflis muhataplarına misliyle iade ediyorum.

Terörsüz Türkiyenin mahsurlu olduğunu ileri sürenlere, sizin alternatifiniz, sizin politik vizyonunuz, sizin çağı ve yüzyılı okuyacak ulusal tasavvur ve teklifiniz nedir diye sormak en natürel hakkımızdır.

Duruşmalar canlı yayınlansın

(İBB iddianamesi) Beklentimiz şunlardır; yargılama süratle tekemmül ettirilmeli, siyasi kuşatmaya alınarak tavsamasına ve tartışılmasına daha fazla müsaade edilmemelidir. Yargılama en başta TRT olmak üzere, tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir. Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir.

Sır perdesi aydınlanacak

(Askeri kargo uçağının düşmesi) Uçağımızın nasıl ve niye düştüğü, bu elim olayın geri planındaki esrar perdesi kuşkusuz aydınlanacak, bütün ihtimaller dikkatten ve gözden kaçırılmadan incelenecektir. Uçağımız düştü mü yoksa düşürüldü mü sorusunun yanıtı, düştüyse buna neden olan amillerin neler olduğu, şayet dış bir müdahaleyle düşürüldü ise fail mihrakların hüviyetleri elbette belirlenecek, ona nazaran de bir hareket planı tertip edilecektir. Devletimize inanç ve prestij asıldır.”