Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya Camii’ndeki ilk namazda tartışma yaratan Atatürk sözlerine cevap verdi

26.07.2020 - 10:36    google-news - ABONE OL

86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya Camii’nde kılınan ilk namazın cuma namazı olması nedeniyle bir hutbede veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr …

86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya Camii’nde kılınan ilk namazın cuma namazı olması nedeniyle bir hutbede veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hutbede “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Erbaş’ın bu sözlerle Mustafa Kemal Atatürk’e beddua okuduğunu savunanlar duruma tepki gösterdi. Bir açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı “Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. ‘Uğramıştır’ demedim, ‘Çiğnerse lanete uğrar’ dedim.” ifadelerini kullandı.

Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan’a yazılı bir açıklama gönderen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, açıklamasında şunları söyledi:

“VAKFİYELERİN SONU BEDDUA İLE BİTER”

“Ayasofya hutbemde temas ettiğim “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadesiyle ilgili şu açıklamayı yapabilirim: Genel olarak vakfiyelerin sonu, vâkıfın bedduasıyla biter.

“Bu vakfımı kimler amacı dışında kullanırsa Allah’ın, meleklerin, peygamberlerin, tüm Müslümanların laneti onların üzerine olsun” şeklinde. Ben de hutbede buna atıfta bulundum. Sadece Ayasofya’yı değil tüm vakıf mallarını kastettim.

“GEÇMİŞİ DEĞİL, BUNDAN SONRASINI KASTETTİM”

Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. “Uğramıştır” demedim, “Çiğnerse lanete uğrar” dedim.

“MÜZEYE ATATÜRK’ÜN ÇEVİRİP ÇEVİRMEDİĞİ TARTIŞMALI BİR KONU”

Kaldı ki Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi hususunda Atatürk’ün dahlinin olup olmadığı da tarihçiler arasında tartışmalı bir konudur.

Velhasıl bizim millet olarak vakıf mallarını koruma konusunda çok titiz olmamız gerekir. Bunu sağlamanın tek yolu kanunlarla korkutarak olmamalı. Farklı yollarla vicdanlar harekete geçirilmeli ve inanç ilkeleri de devreye sokulmalı.

Diyanet İşleri Başkanı olarak bunu Müslümanlara hatırlatmak benim görevim. Ben görevimi yapıyorum. Ama birileri benim görevim gereği hatırlattığım hususlar üzerinden bilerek ya da bilmeyerek tefrika çıkarıyor.

“SÖZLERİMİ POLEMİK KONUSU YAPMAK İYİ NİYETLİ DEĞİL”

Bizim inancımızda vâkıfın (vakfedenin) vasiyeti nass hükmündedir. Ona uymak gerekir. Bunu Müslümanlara Diyanet İşleri Başkanının camide, hutbede hatırlatması son derece normal bir davranıştır, polemik konusu yapmak iyi niyetli bir tavır değildir. Allah yar ve yardımcımız olsun.”


Bu Haberi Paylaş
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.