Türkiye’yi sarsan ‘Böcek Ailesi’nin mevtinde savcılık tabirleri ortaya çıktı! “Arkadaşlarım da yiyorlar”

Fatih’te zehirlenme kuşkusuyla tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybeden anne, baba ve 2 çocuğunun vefatına ait olayda yeni gelişmeler gelmeye devam ediyor. Almanya’dan İstanbul’a gezmeye gelen ve Fatih’teki otelde konaklayan Servet ve Çiğdem Böcek çifti, çocukları Kadir Muhammet ve Masal ile birlikte hayatlarını kaybetmişti.

Olayla ilgili soruşturma sürerken ‘zehirlenme’ argümanlarıyla ilgili 1’i ilaçlama vazifelisi, 2’si de otel çalışanı olmak üzere 3 kişinin daha yakalanmasıyla gözaltı sayısı 11’e yükseldi. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden midye satıcısı Yusuf D., kafe sahibi Fatih Mustafa O., kokoreççi Ercan E. ve lokum satıcısı Fatih T. tutuklandı. Şüphelilerin savcılık sözleri ortaya çıktı.

‘HİJYEN KURALLARINA UYGUN’ DEDİ

Kokoreç dükkanı sahibi Ercan E. savcılık tabirinde, “İş yeri bana aittir. Dükkanda bulunduğum sırada siparişle yahut bu siparişlerin hazırlanmasıyla rastgele bir biçimde ilgilenmiyorum. İş yerinde kullanmış olduğumuz materyalleri dükkana satan firmalar kendileri getiriyor. Biz yalnızca ödemesini yapıyoruz. Marketten alınan tavuk, sucuk ve kaşarı bazen kızım, bazen de ben alıyorum. Olayla ilgili iş yerime ailenin geldiği sırada ben yoktum. Birebir eserleri günlük 300 – 400 farklı şahsa vermekteyiz. Bu vakte kadar rastgele bir şikayet olmadı. Eserlerin hijyenine dikkat etmekteyiz. Hatta bu olayın 1 hafta kadar öncesinde bu iş yerinde kontrol yapıldı ve eserlerin hijyen kurallarına uygun olduğuna dair tutanak tuttular. Birebir iş yerinde bu aile gelmeden evvel de kızımın birebir kokoreçten yediği görülmektedir’ dedi.

‘ÇOCUKLAR DÜKKANDA RASTGELE BİR ESER YEMEDİ’

Kuruyemiş ve lokum satıcısı Fatih T. tabirinde, “Ben iş yerinde sigortalı olarak çalışıyorum. Dükkan Azad Erdoğdu adınadır. Kendisi 3 aydır hasta olduğu için iş yerine gelmez. Dükkan içerisinde çocuklar rastgele bir eser yemedi. Ayrıyeten anne ve babasına ikram ettiğim nar çayından da içmediler. Müşterinin almış olduğu 200 lira karşılığında bin 100 gram gelen lokumdan birebir gün içerisinde yaklaşık 200 farklı müşteriye de sattığımız olmuştur. Satın almayan 200 farklı müşteriye de bu lokumdan tattırmışızdır. Bu olayda da tanımadığım müşteri karışık lokum satın almıştı. Bizim lokumlarımız paketi açılıp bittikçe tezgah önünde yenileriyle değiştirilir. Bu lokumun içerisinde rastgele bir süt eseri bulunmaz. Kaymaklı değildir. Meydana gelen mevt olayıyla benim satmış olduğum eserin rastgele bir kontağı yahut illiyet bağı olmadığını düşünüyorum” biçiminde konuştu.

KAFE SAHİBİ: SİRKÜLASYON FAZLA OLDUĞU ESERLER TAZEDİR

Kafe sahibi Fahri Mustafa O., “Sebil Kafe isimli iş yeri bana aittir. Çayları anne ve baba, Fantayı ise çocuklar içti. İşletmemde rastgele bir yiyecek yahut tatlı tüketmediler. Bu olayı öğrendikten sonra iş yerimde bulunan meşrubat eserlerini kendim ve çalışanlarım ile birlikte denetim ettim. Ayrıyeten ilçe tarımdan gelip numune dahi almışlar. Çay, kahve ve kapalı eserler sirkülasyon fazla olduğu için her vakit tazedir” tabirlerini kullandı.

MİDYECİ: TIPKI TEZGAHTAN ARKADAŞLARIM DAHİL YİYORLAR

Seyyar midyeci Yusuf D. tabirinde, “Ben midye satışı yapmaktayım. O gün halamın oğlu Murat Kılıvan’ın tezgahında çalışıyordum. Daha evvel belirttiğim üzere Fatma Akgül isimli bireyden bin 50 adet midye almıştım. 13.30 sıralarında midye satmaya başladım. Birebir günün akşamı 22.00 sıralarında bütün midyeleri bitirdim. Gün içerisinde tıpkı midyelerden aşağı üst 10 adet yemişimdir. Olayla ilgili midye yiyen aileye 1 porsiyon midye verdim. Bunun karşılığında 200 lira para aldım. Midyeyi adamla bayanın yediğini gördüm. Ben 5 yıldır midye satıyorum. Bu vakte kadar emsal bir olayla katiyetle karşılaşmadım. Tıpkı tezgahtan arkadaşlarım dahi yiyorlar” dedi.